2022 DÖNGÜLER GÜNCEL YAZILAR JÜPİTER NEPTÜN

Neptün ile Jüpiter 1856’dan sonra yeniden birlikteler

Neptune
Poseidon ve Yabası

Yunan Mitolojisinde Poseidon (Neptün), “denizin efendisi” olarak anlatılır… Bizim Satürn olarak tanıdığımız Kronos ve Rhea’nın oğullarından biridir. Zeus’un Kronos’a müdahalesiyle dünya kardeşler arasında üçe bölünür ve denizler, adalar, sahiller ve nehirler Poseidon’un, yeraltı ve ölüler ülkesi Hades’in, gök ise Zeus’un (Jüpiter) yönetimine verilir.

Poseidon’un simgesi de olan elindeki 3 çatallı yaba ile dalgaları kabartıp denizi altüst ederken çepeçevre sardığı toprakları da sarsar. Astrolojide de denizlerin, nehirlerin yanı sıra depremleri, deniz içi sarsıntıları da sembolize eder Neptün.

Poseidon, yalnız dalgaları kaldırarak denizin sükûnetini bozmazdı. O aynı zamanda uluyan, korkunç sesler çıkaran dalgaları ve deniz anaforlarını meydana getirerek, koşturur ve yüksek sahillerin diplerine çarpar, oraları sarsar, çökertir, yıktırırdı.

Öyle sanırlardı ki, deniz tanrısı, kızdığı zaman, isterse sahilleri altüst ederdi. Hatta o bütün kıtaların biçimlerini bozacak, değiştirecek kudrete, kuvvete malikti. Denizlere serpilmiş geniş yarıklar, hep Poseidon’un eseri idi. O, üç çatallı yabasını vurduğu zaman, kıyılardaki yalçın kayalar yırtılır, parçalanırdı. O istediği zaman dağları koparır, denizlere fırlatarak, adaları meydana getirirdi.

Diğer taraftan yer sarsıntıları neticesinde toprağın parçalanarak kaynakların fışkırmasının sebebini de Yunanlılar yine Poseidon’un üç çatallı yabasını yere vurmasında ararlardı. Fakat susuz ve kurak yerlerde, suları fışkırtarak onları şenlendiren tanrı, bazen da aksine olarak bereketli ve ekime uygun, sulak yerlerdeki kaynaklan, kuyuları kurutur, ortalığı çöle çevirebilirdi.

Klasik Yunan Mitolojisi, Şefik Can
Voyager 2’den çekilen görüntü, 1989

Astronomik açıdan ise çıplak gözle görülemeyen, gizemli olarak tanımlanan bir gezegen Neptün. Bulunması da gözlemle değil hesaplanarak “burada bir gezegen olabilir” varsayımıyla gerçekleşiyor 1846’da. İlk kez 1989’da yazında Voyager 2 uzay aracı ile gözlemleniyor. Bu astronomik bilgi de astrolojik olarak Neptün’e gizem, gözle görünmezlik ancak matematiksel hesap, tasarım, vizyon ve varsayım sembollerini emanet ediyor.

Neptün ve gökyüzünün büyüteci Jüpiter Balık burcunda en son 17 Mart 1856’da buluşmuşlar. Kırım Savaşının Paris antlaşması ile sonlanması tam bu tarihlerde gerçekleşiyor. Günümüzü düşünürsek tarihsel imleç ilginç gerçekten.

Kırım Savaşı topraklarımızda yaşayan Ortodoksların koruyuculuğunun Rusya’ya bırakılması talebi bahane edilerek başlıyor. 2 yıl süren savaşın bir kazananı olmuyor.

Paris antlaşmasının maddeleri arasında Osmanlı İmparatorluğunun Avrupa devletler topluluğunun bir üyesi olması, toprak bütünlüğü ve bağımsızlığının garanti altına alınması, Karadeniz’in tarafsız olması ve hiçbir devlet askeri düzen ya da donanmanın barış zamanı burada ve boğazlarda bulunmaması, Tuna nehri için komisyon kurulması var. Tuna Nehri Komisyonu aynı zamanda o tarihten itibaren Romanya’nın bağımsızlığı adına da önemli bir adım olarak yer alıyor tarihte. Yine aynı antlaşmada Osmanlı İmparatorluğunu Eflak Ve Boğdan’ı tanıması maddesi de yer alıyor. B antlaşma sayesinde Romanya2nın tam bağımsızlığına giden yol açılırken Karadeniz de silahtan arındırılmış oldu. Deniz ve boğazların, Osmanlı İmparatorluğunun toprak bütünlüğünün siyasi bir antlaşma ile barışçıl bir çözüme ulaştırılması da Astrolojik anlamda Balık-Terazi antisyasının da altını çiziyor.

Bu antlaşmanın hemen öncesinde yayınlanan Islahat fermanı da gayrimüslimlere bazı haklar da tanıyarak ırk, dil, din vb. ayrımı yapmaksızın bir Osmanlı milleti, toplumu oluşturmayı amaçlamış. Temel amacı imparatorluk içindeki herkese Osmanlı yurttaşlığını vermek olarak yazmış Oral Sander. Dini, mezhebi gözetmeksizin herkesin eşitlikle memur olabilmesini, din görevlilerinin sivil otoritesinin kaldırılması, yanı sıra bu süreçlere de bağlı olarak vergi reformu da planlanmış. Bu fermanın ardından Batı liberal düşünceleri, edebiyata ve fikir eserleri gerek çeviri kitaplarla yayılmış gerekse kurulan gazetelerle daha liberal oluşumlar gelişmiş.

Yani en yakın tarihli bu kavuşumda din ve vatandaşlık konusu, denizler, nehirler, boğazlar ve antlaşma gündemi oluşturmuş.

Bakalım bu kez gündemimizde nasıl yer bulacak ve 2188 yılında astrologlar bu yılki kavuşumu nasıl okumlayacaklar😊

Bütün bu bilgileri üst üste koyduğumuzda Neptün ile gökyüzünün büyüteci Jüpiter kavuşumu bize şu konuları emanet ediyor:

  • Bir olmayı… Egolardan arınarak… Merhametle, yardımlaşmayla, aşkın bir bilinçle…
  • Her ikisi birbiriyle ve Balık burcuyla ilişkili gezegenler. Dolayısıyla kavuşumları idealizmi ve umudu en üst perdeye taşırken inanç, gizemli ve ruhsal olaylar, hayallere odağı da yükseltiyor.
  • Dinle, inançla ilgili konular öne çıkabilir. Bireysel anlamda ise manevi arayışları aşkınlaştırabilir.
  • Hayal gücü, ilham, sezgiler ve umut tavan.
  • Denizin üstünü kaplayan sis gibi önümüzü göremeyip Jüpiter’in iyimserliği ile yanılma, aldanma riskimiz de yüksek.
  • Göremediklerimiz daha da çoğalabilir, aşırı varsayımlarla bütünü kaçırabiliriz.
  • Aşırı umut, aşırı ütopik hayaller söz konusu olabilir. Bağımlılıklara bu süreçte çok dikkat.
  • Sınır ötesi ve uzaya dair keşifler, gelişmelere, denizler ve gemilere dair konuları sıkça gündeme alıyor bu kavuşum. Buna fırtınalar, depremler, sular altında kalan ada veya toprak parçaları da dahil olabilir ne yazık ki.
  • Ülkemizin 10. Evinde yani iktidar alanında gerçekleşen bu kavuşum eğitim, medya, eğlence ve turizm, gençler, halkın moral ve motivasyonunu da etkiliyor.

Neptün’ün Balık Burcundaki seyri bir sisin içinde önünü göremeden yol alırken, hayatta kalabilmek adına doğru koordinatları hesap etmeye çalışarak o sisin içinde kurtarıcı bir deniz fenerini aramak gibi. Aslen Neptün transitleri önemli etkiler oluşturmakla beraber genel deneyim, etkisinin anlaşılması ve tarifi güç olduğu ve sis dağıldıktan sonra ayırdına varılabildiği şeklinde. 2019 yılı yerel seçimler zamanında ülkemizin iktidar evinin tam girişindeki Neptün transiti siyasi tarihin kayıtlarına “hiçbir şey olmadıysa bile bir şeyler oldu” cümlesini emanet etmişti örneğin…

166 yıl sonra gerçekleşen bu buluşmanın tarihe katkılarını akışta haberleşmek üzere:) Sevgiyle🧡

Kaynaklar:

  1. Zeynep Süzmen Şen, Dönence Danışmanlık
  2. AstroGold, version 7.2.8
  3. Siyasi Tarih – İlk Çağlardan 1981’e, Oral Sander, İmge Kitabevi, 12. Baskı 2003, s. 306-313.
  4. Klasik Yunan Mitolojisi, Şefik Can, Ötüken Neşriyat, 20. Baskı 2021, s. 152-160
  5. Mitoloji Sözlüğü, Azra Erhat, Remzi Kitabevi, 1972, s. 280-281.
  6. Wikipedia, Paris Antlaşması
  7. Wikipedia, Islahat Fermanı

Lütfen yorumunuzu bizimle paylaşın!

Your email address will not be published.

Hoşunuza gidebileceğini düşünüyoruz.

Daha Fazla