Dönelim… Döndürsün bizi…

Dönelim
Döndürsün bizi
Kalbin akıp giden bulutlara benzeyen sesi
Yağmursuz bir yağmura açılmış kapılardan
Ve akılda kalan bir yokuştan
Ve yalnız çocuklara özgü o sonsuz sinema koltuklarından
Ve çocukluktan
Dönelim
Dönelim mi biz
Edip Cansever | Acaba – Ben Ruhi Bey Nasılım, 1976

2020 yılını bir döngüyle açıp başka bir döngüyle kapatacağız. Buyurunuz birlikte inceleyelim.

Açılışı 12 Ocak 2020 19:59’da, 22° Oğlak burcunda Satürn-Plüton’un tam kavuşumu ile yapacağız… 12 Ocak’ta netleşecek olan bu açı, bu derecede 7 Ocak 2020 itibariyle varlığını hissettirmeye başlayacak. Yaklaşık olarak da neredeyse 11 Aralık 2019’dan bu yana burnumuza kokuları ufak ufak geliyordu doğrusu…

Aynı gün, Güneş’in de 22° Oğlak burcunda oluşu bu kavuşumu tam anlamıyla parlatıyor desek yeridir.

2019 Aralık ayından itibaren paylaştığımız temel astrolojik göstergelerinin bazılarını dönüp özetleyecek olursak:

• Önce 26 Aralık’ta Güneş tutulması ile karanlıktan bir aydınlık türetmeye yöneldik,
• Ay düğümleri ile etkileşimde bazı gündemlerimizi, konfor alanlarımızı geride bırakmayı değerlendirdik,
• Jüpiter, Oğlak Burcundaki yolculuğa başlaması ile bütün bunların üzerine somut ve gerçekçiliğin büyütecini tuttu ve 20 Aralık 2020’ye kadar da tutmaya devam edecek,
• Merkür’ün Oğlak burcuna geçişi ile somut gerçekliklerle zihnimiz meşgul olmaya başladı,
• Ve son olarak Mars’ın Yay’a geçişi ile inanç ve felsefelerimiz, özgür alanlarımız için mücadeleye giriştik.

10 Ocak 2020’de gerçekleşecek bir Ay tutulması var. O da başka bir yazının konusu. Bu tutulmanın yanı sıra 10 Ocak itibariyle Merkür bir domino taşı gibi önce Güneş sonra sırasıyla Satürn ve Plüton ile etkileşimleriyle sözlü-yazılı iletişim, zihin, müzakere-muhakeme, medya, ticaret konularını da harekete geçiriyor. Yani aynı zamanda yoğun bir iletişim trafiğine de maruziyetimiz var.

Ne anlama geliyor?

Sınırları çizen Satürn ile yıkılıp yeniden doğarak ve sürekli bir dönüşüm içinde kendi sınırlarını test eden Plüton bir araya gelirse ne olur?

• Birçok konuyla yüzleşme, zorluğa dayanabilme gücü ve küllerinden yeniden doğmayı yaşayacağız,
• Hayatımızda güvenli, sağlam ve istikrarlı olduğunu düşündüğümüz bazı alanlar köklü değişime maruz kalabilir,
• Gecenin en karanlık yanını görerek, yeni bir ışığa yönelmek için alanlar açmamıza yardımcı olacak,
• Bazı kök salmış konuları dönüştürmek için ideal bir zaman aslında,
• Oğlak Burcunda olması nedeniyle de finansal, materyalist, sağlam olduğunu düşündüğümüz / zannettiğimiz geleneksel, somut düzenin derinden ve temelden dönüşümünü deneyimleyeceğiz,
• Günümüzün tanıdık terimiyle bir nevi “kentsel dönüşüm” diyelim…

Bu dönemde hayatın en karanlık yanını görüp büyük bir dönüşüme doğru evrileceğiz dedik. Karışmazsa yerine oturmaz ne de olsa… Biz eğer bu değişime hazırsak derin ve kökten bir dönüşüm süreci bize yeni alanları açmak için bir fırsat olacaktır. Direnç gösterirsek de aklımızda dursun, bu dönüşüm kaçınılmaz. Yenilenmenin olması için eskinin değişmesi bizim faydamıza.

Mitolojik anlamda bu iki gezegen de ölümle ilişkili gezegenler.

Dünya açısından ise bu kavuşum savaş, suikastler ve katliamları işaret ediyor maalesef. Tarihte her bir kavuşum ile gelen döngü zamanlarında savaşların olduğunu gözlemliyoruz. Örneğin,

• 1914’te başlayan 1. Dünya Savaşı,
• 1947’de 2. Dünya Savaşı sonrası Paris Antlaşması ile Rodos ve 12 adanın Yunanistan’a verilmesi,
• Yine 1947’de BM’in Filistin’in bölünmesini ve bağımsız bir İsrail devletinin kurulmasını kararlaştırmasıyla başlayan olaylar,
• 1982’deki Falkland Savaşı gibi.

İlginçtir ki, 3 Ocak 2020 tarihinde Mars’ın Yay burcuna geçişi ve “inançlar için mücadele” temasını masamıza taşımasıyla Irak’tan gelen bir suikast haberi, Ortadoğu’da olası bir hareketliliği de üzülerek izlememize neden oluyor.

Doğum haritamızın hangi alanında gerçekleşiyor ise dönüşümümüz o alanlarda (yükselen burcumuza göre):

• Koç Burcu — Kariyerim, hedeflerim, kartvizitim
• Boğa Burcu — Uluslararası alan, akademik çalışmalar, inançlarım-felsefem, yayınlarım, kariyerime yönelik attığım tohumlar-çalışmalar
• İkizler Burcu –Dış kaynaklarım, borçlarım-alacaklarım, miraslar, okült konular, ölüm
• Yengeç Burcu — Ortaklıklarım-iş birliklerim, yakın ilişkilerim, eşim, görünen rakiplerim, açık düşmalar
• Aslan Burcu –Gündelik hayatım, sağlığım, çalışma ortamım, bana bağlı çalışanlar
• Başak Burcu — Aşkım-flörtüm, çocuklarım, hobilerim, eğlendiklerim, yaşam motivasyonum, bağımlılıklarım
• Terazi Burcu — Evim, ailem (atalarım), köklerim, gayrimenkuller, tesisat:)
• Akrep Burcu –Aklım, eğitimim, iletişimim, yazıp-söylediklerim, iradem-ifadem, sözleşmelerim, kardeşlerim, yakın akrabalarım, komşular
• Yay Burcu — Benim param-kişisel kasam, değerim, güven alanım
• Oğlak Burcu — Ben
• Kova Burcu — Bilinçaltım, kaygılarım, korkularım, kör noktam, sağlığım, rüyalar, gizli düşmanlar
• Balık Burcu — Sosyal çevrem, arkadaşlarım, takım çalışmalarım, üye olduğum gruplar-dernekler

Ülkemizin ise dış ilişkiler ve açık düşmanlar/rakipler evinde gerçekleşiyor bu kavuşum.

Neden döngü diyoruz?

Bu kavuşum 2 gezegenin kendi eksenlerinde, hızlarına göre katettikleri yolun 31 ila 38 yılda bir buluştuğunu anlatıyor bize. Yani o kadar yılda, bir süreci tamamlayıp yeni bir süreci başlatıyorlar. Ve her çeyrek zamanda da (31 yıl dersek yaklaşık 8 yılda 1, 38 yıl dersek ise 9.5 yılda 1) ne durumdayız, kriz mi yoksa hasat mı diye kontrol etmemize fırsat veriyorlar aslında.

Dolayısıyla 12 Ocak 2020 tarihinde netleşen bu Satürn-Plüton Kavuşumu için döngü basamak tarihleri şöyle (her bir dönem için kendi kişisel tarihimizde neler olduğunu değerlendirmek istersek diye brüt tarihleri buraya bırakıyorum):

1. Kasım 1982 | Kavuşum ile döngü başladı. O dönemde hayatımızda ne gibi köklü değişimler olmuştu?
2. Mart, Ekim 1993 – Ocak 1994 | Vize sınavı – Ne durumdayız diye yoklama verdik. İlk önce 1993 Mart’ta, sonrasında retro ile Ekim’de ve son olarak Aralık-Ocak 1994’te düzelmesiyle birkaç turda sağlamasını yapmış olduk.
3. Ağustos, Kasım 2001 – Mayıs 2002 | Karşı karşıya geliş- Yüzleşme yaşadık mı? İkilemlerde kaldık mı? Karar vermemiz gereken durumlar ya da gerginlikler oldu mu?
4. Ocak 2010 – Ağustos 2010 | Final sınavı – Ne durumdayız diye yeniden yoklama zamanı. Kriz mi, hasat mı? Tamam mıyız daha yapacaklarımız var mı?
5. Ocak 2020 | 1982 ile başlayan döngü tamamlanıyor ve biz önceki döngüyü umarız ki başarıyla tamamlayıp yeni bir döngüye doğru, yeni sistemlere doğru yelken açıyoruz.

Satürn ve Plüton’un tarihteki kavuşum zamanları

Daha önce farklı burçlarda ve temalarda gerçekleşen bu kavuşum ve döngülerin hemen hemen her birinde önemli tarihsel olaylar var. Şimdi öncü Toprak’ta olacak bu kavuşumun yakın sayılabilecek tarihte yine toprak elementinde gerçekleşmesi zamanlarında neler yaşandı acaba, onlara bakalım:

• 1852‘de bir antlaşma ile Güney Afrika’daki bazı İngiliz Kolonilerinin bağımsızlık ilanları ve
• III. Napolyon’un Aralık 1851’de Fransa’da İkinci Cumhuriyeti devirerek, diktatörlük yetkilerini alması ve kendini imparator ilan etmesi var.
• 1883‘te ise daha çok afetler dikkatimi çekti -volkan patlamaları, büyük yangınlar gibi.

Satürn ve Plüton, tarihte Oğlak Burcunda buluşmuş mu daha önce?

Evet. Ben sadece 1000 yılından itibaren taradım. Yanılmadığımı düşünerek, tarihte Aralık 1284 yılında 26 ° Oğlak burcunda ve Ocak 1518‘de 4° Oğlak burcunda Satürn-Plüton kavuşumu gerçekleşmiş. Bu tarihlerde dünyada neler olduğuna dair sağlıklı, tarihi bilgileri ayrıca araştırmak isterseniz bulduklarımızı bilahare paylaşalım.

Tarihte neler var?

Kısaca taradığımda o tarihlerde sınırların çizilmesine dair savaşlara çokça rastladım.

• 1284‘de bizim de bulunduğumuz coğrafyada Cengiz Han‘ın ölümünden sonra bir devletin devamlılık süreci yaşanmış örneğin, İlhanlılar (Büyük Kağanlı) Devleti döneminde. Argun Han’ın seçildiği yılmış 1284 ve şöyle de bir ilginç not var tarihte: Argun Han’ın yaklaşık yedi buçuk yıl süren saltanatı iç olaylar bakımından oldukça hareketli geçti. Bu olaylardan ilki, Sâhib-i Dîvân Şemseddin el-Cüveynî’nin Abaka Han’ı zehirlemekle itham edilerek öldürülmesidir (Ekim 1284).
• 1284 yılında önemli bir tarihi bilgi daha var Osmanlı Devleti’nin ilk savaşı da o yıl olmuş: 1284 yılında Bizans tekfurlarıyla yapılan Ermeni Beli savaşı.
• 1518‘de ise Osmanlı’da Yavuz Sultan Selim’in tahtta olduğu dönem. Düşününce aslında bu isim tarihte ne kadar önemli. Ayrıca tam Ocak 1518‘de Piri Mehmed Paşa’nın da sadrazam olarak atanması var yanlış değilsem. Bu isim neden önemli? Çünkü, Yavuz Sultan Selim’in ölümünü gizleyip ustalıkla ve kargaşasız Kanuni Sultan Süleyman’ın tahta geçmesini sağlaması sebebiyle…

Tam 12’den vurmasa da “Tarihte 1518 yılı” diye taradığımda karşıma ilk gelen hikaye “Dans Salgını” oldu. Dans gibi kulağa ve bünyeye güzel gelen bir eylemin sonunun tatsızlığı can sıkıcı ve düşündürücü olsa da, başımıza ne gelecekse bari “tadını çıkartabilmenin” mümkün olmasını dileyip hikayeyi size emanet edeyim:

• 1518 Temmuz’unda, Strazburg şehrinin sakinleri (o zaman Kutsal Roma İmparatorluğu’nun bir parçası) ani ve kontrol edilemez bir şekilde dans etme dürtüsünden etkilenirler. Bu histeri hali, Frau Troffea olarak bilinen bir kadının sokağa girip sessizce, kendi kendine bükülmesi, dönmesi ve sallanmasıyla başlar. Kadın dans etmektedir, ancak müzik yoktur. Yaklaşık bir hafta boyunca tek başına dans eden bu kadına çok geçmeden onlarca sonra yüzlerce kişi katılır. 1518 Ağustos ayına kadar devam eden ve salgın olarak adlandırılan bu duruma 400 kişinin kurban gittiği söylenir. O dönemdeki hekimler bu durumu yüksek ateş ile ilişkilendirmiş ve ateşin düşürülmesi ile çözülebileceğini düşünmüşler. http://seyler.eksisozluk.com/avrupa-tarihinin-en-ilginc-olaylarindan-biri-1518-yilindaki-dans-salgini

Yazının son cümlesi Kafka‘nın Dönüşüm kitabının ilk cümlesi olsun. Bu dönüşümün o dönüşümle bir ilgisi olduğundan değil, sadece Kafka sevgimden:) “Gregor Samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu.”